Harry Potter
Atatürk'ün hayatı... Uyeols10
Harry Potter
Atatürk'ün hayatı... Uyeols10
Harry Potter
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Harry Potter

Harry Potter Fanlarının Buluşma Yeri...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Hepiniz Sitemize Hoşgeldiniz...Eğer hala üye değilseniz lütfen üye olunuz...

 

 ******'ün hayatı...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
*cHocoLaTe*
Admin
Admin
*cHocoLaTe*


Mesaj Sayısı : 299
Points : 581
Reputation : 5
Kayıt tarihi : 02/08/09

Atatürk'ün hayatı... Empty
MesajKonu: ******'ün hayatı...   Atatürk'ün hayatı... Icon_minitimeC.tesi Ağus. 08, 2009 6:32 pm

ATATÜRK'ün HAYATI

Mustafa Kemal ****** 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi,
Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza
Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet
Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya
yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise
Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk
ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti
yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi.
******'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule
(Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.

Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle
mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi
Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (188Atatürk'ün hayatı... Shades.
Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e
dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir
süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik
öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında
Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime
başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi'ne
devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı.
1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19
Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak
görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na
katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde
çalışmaya başladı.

1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta,
Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde
görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını
kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi.

Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve
Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri
alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya
Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa
yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I.
Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda
kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da
görevlendirildi.

1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de
bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez!
" dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz
ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker
çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman
kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda
durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi.
İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti.
Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar
Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II.
Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık
253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı
korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu
emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini
değiştirmiştir.

Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da Edirne ve
Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus
kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam
ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi.
Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde
bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek
tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü.
Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı.
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de
Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun
kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye
Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını
işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19
Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı
genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının
kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23
Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919
tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu
için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da
Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda
önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa
Kemal seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın
başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya
başladı.

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali
sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920
tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı
İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı
önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye
Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu
bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.



Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:

Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.

Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919- 1921)

I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)

II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)

Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)

Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)

Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi
Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş
Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı.
Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il
büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe
dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.

23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla
yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de
hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece
Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te
Cumhuriyet idaresi kabul edildi, ****** oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı
seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk
hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir" ve "Yurtta barış cihanda

barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.



****** Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir
dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:

1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)

3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)

4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 192Atatürk'ün hayatı... Shades
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler

5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması

Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "******" soyadı verildi.

******, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM
Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı
düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve ******
ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir
cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM
******'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.

****** sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde
denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi.
Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet
başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.

15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in
kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl
Nutku'nu okudu.

****** özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife
Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5
Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven ****** Afet
(İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı
kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan
adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.

1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara
ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi
evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı,
müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi.
Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla
ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği
Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam
yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin
sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi.
Doğayı çok severdi. Sık sık ****** Orman Çiftliği'ne gider,
çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.

ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ

******'ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı
başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı.
Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya
yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu
tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta
olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında
askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran ******, çok yorgun
düştü. Ülkü edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney
seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya
döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar
tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.

Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu
durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen
Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti.
4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi ******'ü çok
sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan
******'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat
hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı,
sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle
iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül
1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve
Türk Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir
gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on
beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı.

29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl
Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile
başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan
kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir.
Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şan ve
şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan
ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve
büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk
Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir.

****** 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış
töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl
Bayar okudu. ****** bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve
ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve
kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern
kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin
geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü
civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını
belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu
memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor
sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun
uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. ******, ölümüne
kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.

******'ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı,
milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından
karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan
katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek
son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî
yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on
binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra
******'ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan
geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık,
Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya
Müzesinden alınan ******'ün naaşı Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun
her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî
istirahatgâhına yerleştirildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://harrypotter-fan.yetkinforum.com
 
******'ün hayatı...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Harry Potter :: HerTelden :: Serbest Kürsü :: ******-
Buraya geçin: