"İnsan tanımadığı birisini özleyebilir mi hiç?
Ya da deliler gibi aşık olabilir mi tanımadığı birisine?
Sen ve Ben
O kadar uzağız ki birbirimize ve aynı zamanda o kadar yakınız ki….
Sen derinliklerimde saklısın benim. En kuytu köşelerimdesin. Bazen cansuyumsun, bazen her zerremde hissettiğim umudumsun. Dünüm olmayabilirsin ama yarınlarımsın. Özlemlerim, hayallerimsin. Aynadaki tebessümüm, nefes alışlarımdaki neden, anlamsız ölme isteğime engelsin…
Sen ve Ben..
Avuç kadar yüreğe sıkışmış iki “düş”üz aslında. Sen benim “düş”lerimdesin; hatta belki de “düş”lerim sensin. Öyle ya gözümü her kapattığımda aklıma ilk düşensin. Yalanlarla bezeli şu dünyada, yalan hayatıma yaratılmış tek gerçeksin. Hem haykırılarımsın hem sessizliğim. Beni artık iyice yıpranmış kelimelerden değil suskunluğumdan tanıyansın. Baş kaldırışlarım, isyanlarım, mevsimlerim, gecelerim, gündüzlerim ve içimi ısıtan güneşimsin…
Ben..
Yağmurlarında bereket taşıyan bir MEVSİM RÜZGARIyım. Baharım seninle başlar, seninle biter. Her bahar yüreğime seni ekerim, hasat zamanı geldiğinde hasretini biçerim; ama yine de usanmadan beklerim. Bir çocuğun bayramı beklemesi gibi beklerim. Biliyorum ; geleceksin ...
Sen..
Yüreğimin her şeye rağmen umut taşıyan tarafısın. Kalbimin her atışında tekrar can bulan benliğimsin. Bana hayallerim kadar yakın, çoktan yitirdiğim güvenim kadar uzaksın. Sen yüreğimin yenik tarafı, korkularımın gerçek yüzü, ruh ikizim, diğer yarımsın…
Yetmez mi bu bekleyiş?...
Hadi gel artık…"