Harry Potter
pentagram..... Uyeols10
Harry Potter
pentagram..... Uyeols10
Harry Potter
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Harry Potter

Harry Potter Fanlarının Buluşma Yeri...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Hepiniz Sitemize Hoşgeldiniz...Eğer hala üye değilseniz lütfen üye olunuz...

 

 pentagram.....

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
*cHocoLaTe*
Admin
Admin
*cHocoLaTe*


Mesaj Sayısı : 299
Points : 581
Reputation : 5
Kayıt tarihi : 02/08/09

pentagram..... Empty
MesajKonu: pentagram.....   pentagram..... Icon_minitimePtsi Ağus. 10, 2009 6:30 pm

Pentagram’ın kurucularından biri olmakla birlikte değişmeyen
elemanısın da, bana biraz o ilk yılların, ilk stüdyo çalışmalarının
heyecanını ve sende bıraktıklarını anlatır mısın?
Cenk Ünnü: O zamanlar her şey çok güzeldi, ortalıkta çok fazla grupta
yoktu. Bizde Whisky, Devil, Egzotik Band gibi grupların konserlerini
kaçırmazdık. Daha Pentagram diye bir şey yoktu ortada, o gruplar bizim
için çok şey ifade ediyordu. Türkçe sözlü Rock’ın Roll’a yakın, tam
Heavy Metal değil de Hard’ın Heavy’e yakın gruplardı onlar. Hakanla hiç
konserleri kaçırmaz, bilekliklerimizi takıp giderdik. Yolda
uzaylıymışız gibi bakardı millet bize. 1982-83 yıllarını anlatıyorum, o
yıllarda uzun saçlı adam çok değildi. Konserlere gide gele, dinleye
dinleye bir grup kurma fikri çıktı ortaya ve bir hevesle başladı grup
işi. Kimin ne çalacağı belli değildi, kafa adamlar toplanmış kimi gruba
alsak geyikleriyle oldu. Gözlemlerime dayanarak söylüyorum; yeni
gençlerde de var bu, yapar mıyım yapamaz mıyım diye kuruluyorlar. Yapan
devam ediyor, yapamayan bırakıyor, gitarlar alınıyor satılıyor. Ama biz
tüm zorluklara rağmen bırakmadık, parasızlığa rağmen devam ettik. Ben
aslında biraz daha ruhsal yanı yakalamaya çalışıyorum cenk. Yoksa tabi
ki kuruluşunuzu bir çok röportajda dile getirdiniz. Benim merak ettiğim
ve okuyuculara yansıtmak istediğim kuruluşunuzdan sonraki ilk
çalışmalarınız, ilk stüdyo deneyiminiz…

Cenk: İlk stüdyo ya… aslında biz ilk çalışmamızda stüdyoya girmedik.
Hakan çok ucuza, boktan bir gitar bulmuştu ama acayip kötü bir gitar.
Birde düğün salonlarından davul kiralardık, kiraladığımız davulda
çingenelerin davuluymuş meğerse üzerinde darbukalar ziller vardı. 1-2-3
diyerek Venom, Twisted Sister çalardık. Yeni bildiğimiz şarkıları
harala gürele çalmaya çalışırdık. Ve bunlar hakanın odasında olurdu.
Tabii hemen ‘ ne bu lan’ diye şikayet geldi. Çok komikti yani. Bunları
anlatırken şimdi, nereden sordun ki; bunları hatırlamak acayip kötü
oldu. 15-16 sene öncesi bu. ( Şimdi ise 20-21 sene öncesi oldu. ) Benim
yakalamak istediğim bu…

Cenk: Eski günlere dönmek beni acayip duygulandırıyor. O zamanlar çok farklıydı…

Biraz daha ilklerde dolaşalım.ilk konser ve ilk albüm sonrası heyecanı anlatır mısın?

Cenk: Oovv… Anlatması hakikatten çok zor ama ilk konser aslında bir
konser bile sayılmazdı. Bağcılar’da bir düğün salonunda oldu ve metal
müziğe gönül vermiş insanların kulaktan kulağa duyurmalarıyla, küçük
fotokopi el ilanlarının bu tarz müzik dinleyen insanlara ulaşabilecek
noktalara bırakılmasıyla duyuruldu. Şimdiki gibi kocaman afişler her
yana asılarak değil. 300-400 kişilik bir konserdi. Vitaminden Gökhan
Semiz’in vokal yaptığı bir gruptu Pegasus. Onlar daha Hard Rock, Rock’n
Roll Ac/Dc tarzı şeyler yapıyorlardı. Bizde Speed Metal yapıyorduk.
Bizim tarzımızda müzik yapan, o dönem için söylüyorum İstanbul’da
Metafor vardı. Ama Metafor daha konser vermemişti. Metallium daha yeni
kurulmuştu. Sanırım Speed Metal tarzında ilk konseri biz verdik. Moda
konserinden çok önceydi bu yalnız. 1986 falandı biz bu konseri yaptık.
Acayip heyecanlanmıştık, konser başlamadan önce heyecandan habire çişim
geliyordu. Anlatamıyorum hissine kapıldım da bu yüzden böyle komik
örnekler veriyorum, anlaşılsın diye…

Seyircinin reaksiyonu nasıl oldu? Türkiye’nin Speed Metal tarzındaki ilk konseriydi bu, bir Türk grubundan…

Cenk: Seyircinin reaksiyonu müthişti, çığlıklar, bağırmalar, herkes
headbang yapıyordu ve hepsi en güzel tişörtlerini giyip gelmişti. O
zamanlar Punk İsmailler vardı. Aptül o zamanlar pek ortalıkta
gözükmüyordu. Ve ağabeycim dağıldık. Düğün salonundaki sandalyeler
dağıtıldı, dört parça çaldık ve kesmek zorunda kaldık. Salonun sahibi
geldi ‘ne oluyor yaa’ diye. O konsere nokta koyup, hemen ardından yeni
bir basçı bulduk.

Ve o basçı Tarkan’dı… Tarkan’la birlikte Bursa sayfaları da açıldı…

Cenk: Aynen öyle oldu. Tarkan kadromuza değişmez bir eleman olarak
girdi. Sadece ilk konserimizde Tarkan yoktu, sonra yapılan her konserde
bası Tarkan çaldı. Tarkan Bursalıydı ve o dönemlerde Bursa’da Rock
festivaller düzenleniyordu. Orada birkaç prova yapıp Bursa Hakimiyet
gazetesi sponsorluğunda yapılan festivalde 5-6 parça çaldık. Bursa’dan
çok daha iyi bir tepki almıştık. Yani ilk önce İstanbul Bağcılar, sonra
Bursa ve daha sonra o efsanevi Moda konseri oldu.

Efsanevi moda konseri hakkında sana bir şey sormayacağım çünkü
dergimizde bir çok kez işlendi o konser. Artık bilmeyen yok.
Bilinmeyenlere doğru ilerlemeye devam edelim biz. Bursa dönemini
aydınlatalım iyice…

Cenk: Evet, Moda konserini bir çok yerde anlattık zaten. Sanırım
bilmeyen yok. Bursa o dönemler çok ileriydi Rock adına, bir çok grup
çıkmıştı Bursa’dan, Bandaj, Volvox falan… İstanbul’dan çok ileriydi.
Sedat ağabey vardı ve stüdyosunda tüm gruplara prova imkanı sağlıyordu.
Aleti olmayana alet bile sağlıyordu. Onun desteğiyle Bursa’dan 18-20
grup çıkmıştı. Çoğu liseli gençlerden oluşuyordu bu grupların. Bursa
2-3 yıl Rock City unvanını korudu ama Sedat ağabey İngiltere’ye
yerleşince Bursa bu unvanını kaybetti…

Albüm sonrası heyecanını anlatır mısın?

Cenk: İlk albüm 23 Nisan’da çıkmıştı. Hakan ve ben Unkapanı’nda
şirketin kapısının önünde bekliyorduk. Basımdan gelen albümler koli
koli şirkete bırakılıyordu. Öğleye doğru koliler geldi haberini aldık
ve sırtladık bir koliyi, atladık vapura direk Akmar’a… Daha yolda albüm
satmaya başladı. Yolda karşılaştığımız Rocker’lar hemen parasını ödeyip
alıyorlardı albümü. Dayanışma vardı o zamanlar. İngilizce sözlü Speed
Metal tarzında çıkan ilk kasetti o, satması gerekiyordu ki ardından Dr.
Skull’lar çıksın. Dayanışmanın etkisiyle de iyi sattı albüm, umulmadık
bir satışa ulaştı.

Rakam verebilir misin?

Cenk: O zamanlar için 30 bine yakındı ama hala satıyor. Ben 10 yıl ( 15
oldu ) öncesini söylüyorum. Satış hakları bizde olmadığı için Nepa onu
istediği gibi çıkarıp satıyor. Manevi olarak hiçbir izin almadan.

Pentagram, Trail Blazer ve Anatolia albümleri ayrı tarzlarda ama bana
göre aynı ruhtaydı. Oysa vokal gitar olmak üzere eleman değişiklikleri
de oldu her albümde. Aynı ruhu yakalamak zor olmadı mı ve sen hep aynı
ruhta kaldığınızı düşünüyor musun?

Cenk: Evet, değişen müzik şartları, soundlar, elemanlar ve her ne kadar
albümlerin arasında değişik tarzlar varsa da – işte ilk albüm daha
Speed Metal, ikincisi daha Power’da sonuncusu biraz daha Hard Rock,
Anadolu motifleri taşıyor diye eleştiriler aslada – bu albümlerin
hepsinde yine aynı özveri, aynı mücadeleci ruh var. Albüm çıkana kadar
kesinlikle satar mı, satmaz mı değil de, insanlar beğensin, konserlerde
iyi tepkiler alalım, dinleyenler albümden bir şeyler kazansın düşüncesi
var. Kesinlikle biz hiçbir zaman, hiçbir albümde parasal kaygı
taşımadık, satmazsa tribine girmedik. Yine üç albümde de yurt dışına
açılmak, orada da sevilsin bir Türk grubu fikri vardı. Kısaca üç
albümde de bir çok ortak nokta var.

Türkiye’nin büyük plak şirketlerinden Raks’la anlaştınız Anatolia için.
Benim asıl merak ettiğim Raks sizi belli bir kalıba sokmaya çalıştı mı?


Cenk: Biz şartlarımızı kesin ortaya koyduk, kayıt yapacağız parasını
şirket karşılayacak. Raks’ta gidin siz kaydınızı yapın biz çıkaralım
gibi bir mantık yok, diğer şirketlere göre profesyonel bir şirket. Kaç
saat sürerse sürsün – Anatolia için söylüyorum – masraflarımızı
karşıladılar. Ve Raks’ın çok sağlam yurt dışı bağlantıları var. Bize
çok faydalı oldular. Raks’ın bir çok yan şirketi var, PolyGram Raks’a
bağlı mesela. Biz Raks’tan avantajlı olarak faydalandık, şanslı taraf
olduk. Raks’la anlaştık diye tepki aldık ama Türkiye’de en büyük oydu
ve bir şekilde anlaşmamız gerekiyordu.

Ve Hakan askerde, bu durum grup için oldukça zamansız bir gelişme oldu gibi görünüyor…

Cenk: Aslında biraz zamansız oldu diyebiliriz. Çünkü yeni albümün (
Unspoken ) parçaları hemen hemen hazırdı. Üzerinde biraz daha çalışıp,
düzenleyip istediğimiz bir şekle soktuktan sonra stüdyoya girip
kaydedecektik. Zaten Raks’ta, Noise Records’ta bizden haber bekliyor şu
anda ama bu ani olay durdu bizi. Kararlaştırdığımız Kemancı konserleri
vardı, bir ayda dört konser olmak üzere… Planlarda suya düştü. Albümün
çıkışı biraz geçikti. Ama şöyle bir şeyde söyleyeyim yakında bir
sürpriz var, Hakan askerde de olsa bu sürpriz gerçekleşecek. ( Sürpriz:
Pentagram’ın Agit zirvesinde sahne alması oldu. )

Alman Metal Hammer’da Anatolia için yapılan kritikte ‘ana dilde icra
edilmiş şarkılarla karşılaşıncaya dek, hiçbir şey bize onların yabancı
olduklarını hissettirmiyor.’ diye yorumlandı. Türkiye’yi düşünürsek ne
kadar tepki aslada Türkçe söz iyi ama artık dünya söz konusu. Hani bir
röportajınızda dediğiniz gibi ‘Türkiye için Türkçe, dünya için
İngilizce’ zamanı gelmedi mi?

Cenk: Tabi ki zamanı geldi. Yeni çıkacak albümümüzde de yine İngilizce
kullanmayı düşünüyoruz ama Türkçe’den de vazgeçmeyeceğiz. Otantik,
ülkemizle ilgili parçalar yazdığımız zaman Türkçe kullanacağız. Hatta
daha fazla açıklamayayım ama güzel düşüncelerimiz var. ( Güzel düşünce:
Bir albümü. )

Madem yabancı basından konu açıldı, Rock Hard dergisi de Behind The
Veil için Dream Theater taklidi diye yazıldı. Ama kritiğin geneli çok
olumlu yönde. Bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misin?

Cenk: Sadece o parça diğerlerinden farklı gerçekten. Murat Progresif
tarza çok fazla gönül vermiş biri ve zevkle dinliyor. Benimde Progresif
Metal’e çok ilgim var. Albümde öyle bir parça olmasını istedik. Değişik
biraz, belki çizgi dışı ama seyircinin o parçadan hoşlandığını
düşünüyorum. Konserlerde Behind The Veil çalarken iyi tepkiler
alıyoruz. Hatta seninde fark edeceğin üzere, konserlerin çoğuna Behind
The Veil ile başlıyoruz.

Trail Blazer albümünde sound daha çok Thrash alt yapılıydı, ilk albümde
ise Speed Metal’di. Anatolia albümünde tür folklorik, Anadolu
motifleriyle bezeli Power Metal’di. Bu bariz değişiklikleri neye
bağlıyorsun? Mesela vokal değişimleri tarz kaymalarında ne kadar etkili
oluyor?

Cenk: Sadece vokal değil, gitarlarda çok etkili. Mesela Ogün’den önce
Bartu vardı. Ve Bartu Punk severdi, Testament dinlerdi ve bir kayma
yaşadık o dönem az olsa da. Hatta Punk’ın listelere girmediği, ayağa
düşmediği diyeceğim bir dönemde biz Sex Pistols cover’ı falan
söylerdik. Ama artık ne yazık ki Punk’ın eski anlamı kalmadı. Bartu
ayrılınca Ogün girdi gruba ve Ogün’de Glam Rock tarzı grupları çok
seviyordu. O daha iyi nasıl söyler, biz nasıl ona ayak uydururuz derken
kaymalar oluyor tabi ki. Ama kesinlikle bizim çıkış noktamız Speed
Metal. Speed/Thrash grupları etkiledi bizi. Mesela Slayer çok
etkilemiştir. Black Sabbath gibi gruplar çıkış noktamızın gruplarıdır.
Bundan sonra giren elemanların, dediğin gibi her albümde belli etkileri
oldu. Ama konuştuğumuz gibi bence, seninde düşündüğün gibi ruh hep
aynıydı.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://harrypotter-fan.yetkinforum.com
 
pentagram.....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Harry Potter :: Müzik :: Rock-Genel-
Buraya geçin: